3 Mayıs 2018 Perşembe

BENİM AŞKIM KİMİN YANLIŞI?

Biliriz ki herkesin doğrusu kendine. Ama ya bizim doğrumuz diğeri için bir yanlışsa.
Hadi bunu bi baştan çözelim. 
Soruyorum şimdi size aşık olduğunuzu nasıl anlarsınız? Yok bu çok kolay oldu.
Ona sevdiğini söylemek mi daha zordur yoksa geometri mi?
Yo yo bu da  basitti. 
Peki ya yanlış kişiyi aşık olmak bizi nasıl etkiler?  Hayatımız boyunca belki de böyle birşey yaşanmayacak ve siz ondan uzak durmak zorundasınız. Haydi buyurun bu sorunu çözelim.  Ne nerede ne zaman  nasıl neden aşık oldum bunları size  anlatabilirm. Ama kime ?  Bunu hiçbir zaman kendime bile söyleyemeyeceğim. Size bir ip ucu verebilirim ama.  Haydi oyuna başlayalım . Gerçekten çok basit bir rüyaydı bunu bu hale getirenler nerede bir el kaldırsın. Ne ?  Ben miyim gerçekten.Böyle olmasını istememiştim ben. Nerede olduğunun bir önemi yok bilenler bilir aşk her yerde çıkar karşımıza. Ne zaman  oldu aniden oldu pek fena oldu  keşke olmasaydı. Nasıl olduğunu bende anlamadım   ama çok  güzeldi. Nedeni olmaz aşkın   bunu bir türlü öğrenemediniz yahu sizde. Kim mi ? Yo yo bunu asla  öğrenemeyeceksiniz. Ama tabi ki onunda bir  adı olmalı  hmm bir düşünelim de onun adı siyah olsun.

Kimin yanlışı var burada ? Benim mi?  Yanlış mı yapıyorum gerçekten lütfen bunu söylemekten vazgeçin.  Tamam  gelmeyin  üstüme yeterince gerginim biliyorum büyük bir  yanlışın izindeyim  bu durumu nasıl değiştireceğimi bilmiyorum  yani  hiçbir şey yokken bir anda her şeyi birbirine  karıştırdım.
 Yol yakınken geriye döneyim diye çıktığım yolda herşeyin beni ona götürmesi  umarım bu oyunun bir parçası değildir. Yada umarım bu sadece bir oyundur.  Aa tamam  tamam ip ucu bir en beklemeniz gerekiyor. 
Let's raise a glass or two To all the things I've lost on you.

5 Haziran 2015 Cuma

en tehlikelisi lavanta kokusu...

yaz sil yaz sil yine iki kelamı bir araya getirip adam akıllı bir şeyler yazamadığım günlerden birindeyiz. aklımda milyonlarca sözcük var iken hiç birini toparlayıp bir cümle kuramamak kadar acı bir şey yok.  için içine sığmazken için için haykırmak mutluluğu, öfkeden köpürürken kendini yemek yada üzüntüden kendinden geçerken hıçkıra hıçkıra ağlamak yerine susup gülümsemek zorunda kalmak.
yo hiç bir şey zorunluluk olmamalı hayatta esnek tarifesi yok mu bunun? parası neyse verelim yeter ki bize bir şey olmasın.
olur mu öyle şey saçmalama insanlar ne der sonra?
sanki çok umurumda ne diyecekleri. 
umurumda tabii ya arkamdan laf mı ettireceğim? 
saçmalık onlara ne neden herkes her şeye karışır?
nefes almaya bile takatim kalmıyor bazen elime kalem alıp yazmaya gücü nereden bulayım. ham laş tım iyice kös kös oturmaktan. önceden böyle  miydim saatlerce sayfalarca yazardım şimdi 3 satıra tamah ediyorum. vaktim de yok zaten onun da farkındalığı beni bitiriyor. yaşlandık artık 18 olduk bu gün. benim bu özel gecemde yanımda olmasını isteyeceğim tek insan belki de yüz çevirdi bana. zorunluluklar şartlar ve kahrolası mahalle baskısı. herkesin bir şansı vardır olmalı belki ikinciside evet olsun olmalı ama bunu iyi değerlendirmeli. padişah tohumu olmak gerek bu devirde. quiizz gibi milyonlarca şansı aramadan bulmalı dört yapraklı yoncalar ile bütünleşmeli insan. yoksa nerede bu devirde ikinci şans. elindekinin kıymetini bil gerizekalı. onlardan vazgeçme onlara ikinci şansı ver belki üçüncüyüde verebilirsin. egolarını okşa bunu çok severler emirlerine uy onları yaparken zevk aldığını hissettir.
ola ki bu da işe yaramadı sorun sendedir. bi düşün nerede yanlış yaptın yemlerini sularını eksik mi verdin. dostunu bil düşmanını da ve hatta düşmanının düşmanını da iyi tanı. onlara iyi davran ileride lazım olacaklardır. baktın olmuyor kendi egonu okşa. şu dünya da değer verdiğin herkes tek tek gidiyorsa vakit kaybetmeden yenisini bul. herkes heryerde dağılmışlar seni arıyorlar. 
onların gelmesini beklersen çok beklersin kendin koşacaksın peşlerinden. 
bu gün doğum günüm görüldüğü üzere 18. yaş günümde içimin karası kömürden de kara. içim içime sığmıyor mutluluk haykırışları içimde. ama en büyük eksiğim dostum dediğim 12 yılımı yoluna serdiğim b nin yanımda olmaması oldu. sıkıldım yazmayacağım daha fazla bugünümü güzel kılan tüm dostlarıma teşekkür ediyorum ve yanımda olmayanlara da çok teşekkür ediyorum doğruyu yanlışı doğru yada yanlış taraftan da olsa görmüş oldum..
05.06

3 Haziran 2015 Çarşamba

Kara ya ak denilir mi? Ama ya bak denilir mi? Sevene bırak denilir mi?

son yayın  7 nisan..
olmuş mu o kadar uzun zaman yazmayalı?
vay be.
gerçekten de değişmeye başlamışım demekki.
ama nasıl bi anda başa döndüm.ne demek quiizz ile herşey yeniden başladı. bunu ben mi istedim.
yok ben neden isterim ki böyle bir şeyi.
seviyormuyum hala alışmıştım yokluğuna.
madem alıştın da niye gidip yazıyorsun.
özlüyorum arada ne yapabilirim. yokluğuna alımaktan daha zordur varlığına alışmak ben bikere alışmışım varlığına. nasıl vazgeçebilirdim.
yeni bir aşkla.
 her aşkı onun aşkı sanmak aptallıktır. aldın mı dersini thales thales diye kıçını yırtıyordun ne oldu istediğini alamayınca iki gün sonra volta. kim çeker kızım seni quiizz gibi kim katlanır nazına. 5 yıl beklemiş seni. seviyordu oysaki sen onun aşkını onun  hatasının aynısını yaparak öldürdün. artık sevmesede yeri.
ama o da yaptı aynısını.
sen ne kadar acı çektin. ya oda üzüldüyse senin gibi. peki madem kötü bir şeydi sen neden affettin. seviyordum çünkü köpek gibi hemde.
belki o da seiyordur gerçekten. ona sevgimi aşkımı sorglama derken bile laf sokan sen değilmisin. sen inanmıyorsan seni sevdiğine o neden inansın senin sevdiğine.
ama ben seviyorum inanmalı bana sevmeseydim burda ne işim olurdu.
ah gerizekalı kızım sevmeseydi burda ne işi olurdu? anlamıyorsun değil mi. herkes seni anlamak zorunda değil. madem herkes herkesi anlamak zorunda önce biherkesin derdini anla ondan sonra onların seni anlamasını bekle. bu dünyada her şeyin karşılığı olmadıgını sende biliyorsun insanları anlamak için onların seni almasını bekleme önce git sen onları anla. eger ki her şey karşılıklıysa anlayışta karşılıklıdır. sen değilmisin quiizze her şeyi devletten bekleme diyen. sende bi öncelik yap. ilk yapaı öldürmüyorlar.
ee madem ilk yapanı öldürmüyorlar onlarda ilk adımı atsınlar.
hala vazgeçmiyorsun inadından. yeter ben sneinle mi uğraşacağım karar ver ne istiyorsun sonra gel bi daha konuşalım....

7 Nisan 2015 Salı

THALES

herşey bu kadar çok yolunda giderken aklımı karıştırmana izin vermeyecceğim quiizz. bu defa sen değil ben kazanacağım. lütfen benden ve yeni hayatımdan uzak dur. bizi   rahatsız etme  rüyalarımı hayallerimi rahat bırak. benim de mutlu olmaya hakkım var Thales çok iyi biri. bilmiyorum seni sevdiğm kadar sevebilecekmiyim ama senden daha fazla değer verdiği gün gibi ortada. lütfen  müsade et mutlu olayım seveyim sevileyim.. pişman olacaksam da bırak  bunu kendim anlıyayım acı çekeceksem  mutlu olacaksam bırak nasıl olacağıma kendim karar  vereyim. bir daha çıkma karşıma gelme rüyalarıma rahat bırak beni....

2 Aralık 2014 Salı

Ben aşka gözlerimi Vişne ile açtım.

Eski bir arkadaşım ile kaşılaştım geçen gün. Yıllar geçmiş üstünden çok şey değişmiş ama bazı şeyler hala ayni . Yıllar çok şeyi değiştirirdi oysa. Var mı hâlâ kendi benliğini koruyabilenler. Ben de çok değiştim. Hatta bunu yeniden o gün fark ettim. Eskiden olsa Vişne yi gördüğüm de kaçardım saklanırdım. O gün ise tam tersi daha çok göz önünde olmak istedim. Neden? Geçen zaman bizleri neden değiştirir. Madem değişeceğiz neden hepimiz eşit değişmiyoruz? Ben de isterdim değişmemeyi eskisi gibi masum çocuk ve aşık kalabilmeyi.. Ama öyle değilmiş işte. Geçen yıllar çok şey öğretmiş bizlere. Sevmeyi, özlemeyi, alışmayı , unutmayı ve gördüğünde her şeye yeniden baslayacak gibi olmayı. Ama hissedebilmeli hiçbir şey eskisi gibi değil. Sen eski sen değilsin ben eski ben değilim. Bizler değiştik. İstesek de istemesek de. Şimdi her şey bizim elimizde. Geçmiş çok ta geçmiş sayılmaz. Aşık yada dost ve yahut iyi arkadaş olabiliriz eskisi gibi. Onu bari yapalım değil mi?Eski günleri özlemiyor değilim. Ne kadar masumduk o zamanlar..
Aşkın ne olduğunu bilmezdik, sevmenin sevilmenin.. Dostluklarımız vardı. Bazen gördüğümüz ilgiyi aşk sanırdık. Çocuktun işimiz gücümüz yoktu. Kendimize oyalanacak eğlenecek şeyler arardık.. Tabi bilinmiyor bu güne geldiğimizde zamanında yaptıklarımızın yüreğimize dokunacağı. Aslında her zaman ilk aşkımın Quiizz olduğunu söylesem de değil. Ben aşka gözlerimi Vişne ile açtım.
Çocuktuk diyorum ya işte işsizlikten yazlıktaki çocuklara birbirimizi yakıştırırdık. O zamanlar herkesin bir Vişnesi vardı. Aşkın rengi kırmızı idi. Ve 7 yaşındaki bir çocuğun alkolü meyve suyudur. Bizler sevdiklerini düşünüp sırf kırmızı diye o acı vişne sularını içerek sarhoş olurduk.
Bizler böyle çocuklardık. Ne ara bu hale geldik?




                                                                              


                                                         Bir çocuk gördüm uzaklarda 
                                                                       Biraz çocuk biraz adam biraz hiçti

                                                                       Ellerinde yaşlı zaman demetleri
                                                                      Daha önce denenmemiş yeni bir yol seçti


4 Ağustos 2014 Pazartesi

Heves,Hırs,Kin,Aşk,Nefret,İntikam..

HEVES..
Seninle ilk tanıştığımızda sadece çocukluk hevesiydin benim için. Küçüktüm daha çok küçüktüm. Hayal kuruyorduk  çok güzeldi her şey.. Sonra gittin. Hiçbir şeyi umursamadan bitsin dedin.
HIRS..
Çok kızdım sana. Ne olursa olsun gitmemeliydin. Yanı başında olmasam da. Deneye bilirdik imkansız diye bir şey yoktu. Pes etmek yok. Bana yakışmaz asla vazgeçmem seni elde etmeden yeniden geri dönmeni sağlamadan vazgeçmeyecektim senden ve oldu da. Yeniden benimsin. Asla bitmeyecek gibi. Çalıştım çabaladım uğraştım ve başardım. Seni yeniden kazandım, artık geceleri huzurlu uyuyabilirdim sonuçta benimsin. Gidemezsin. Burada bitemez böyle bitemez. Aramıza giren kişi en iyi arkadaşım olamaz. Nasıl bir mide sendeki anlayamıyorum seni.
KİN..
Ne yaptığının sende farkında değilsin biliyorum ama yapmayacaktın. Yapmamalıydın bitmemeliydi.  Canını okumalıyım. İkinci kez beni yarı yolda bıraktın. Alışkanlık mı yaptı ne oldu. Egosunu sevdiği minin adamı mutlu musun. Ben hiç değilim bil istedim. 21 Şubat 2011.. Her şey  yeniden başlayacak. Gözüm dönmüş gibiydi bir kaşık suda boğabilirdim seni. Hayatıma hoş geldin bir tanem. Dünya sanki benim etrafımda dönüyor. Güneş bizim için doğuyor. İhanetinin bedelini ödeyeceksin. Er yada geç. Belki de çok acele karar verdim. Yapmam gereken şeyler yaptım biliyorum. Belki de hayatımın hatasıydı benim için büyük bir ders olduğu kesin kin ne kadar da kötü bir şey. Affet beni senin gibi olamadığım için. Bana yaşattıklarını sana yaşatmadığım için. Ama ne yaparsın;
AŞK..
Gün geçtikçe büyüyor içimde ki sen. Canını ne kadar yakmak istesem de yapamıyorum. Seni gözümden sakınır oldum. Sensizlik ne kadar canımı acıtsa da alışıyordum zamanla. Farkında olmadan kör kütük sever olmuştum seni. Dinlediğim her şarkıda, okuduğum her sözde seni bulur oldum. Hiçbir anımız olmasa da sanki her saniyeyi birlikte geçirmişiz her şeyi birlikte yapmışız gibi yaptığım her şey  bana seni hatırlatıyordu. Şehrine gelecektim içim kıpır kıpırdı. Attığın mesajlar beni daha da heyecanlandırıyordu ama cevap veremiyordum.  Sona yaklaşmaktan korkuyordum hem de çok korkuyordum. Ağlamam ben pek ulu orta. Her saniye gözlerim yaşlı geziyordum. Seni yeniden karşımda gördüğüm o anda ilk gün ki gibi oldum. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Sarılmak istedim ama yapamadım. Konuşmaya başladık. Çok güzel geçiyordu her şey. Birlikte vakit geçirmeye başladık. Yıllardır gel git yapan ilişkimiz sonunda şekil almaya başlamıştı. Mesela beni ilk kez  öpmüştün. Masum ve aşk dolu bir öpücük kondurmuştun yanağıma. Birazda çekingen bir tavırla. Beklide daha öncelerde konusu açıldığında bile seni terslediğim içindi. Her şey masal gibi. Gerçek bir aşk masalı.  Hiç bitmesin istiyorum. Hiç tahmin etmezdim bir Galatasaray Fenerbahçe maçının tüm gerçekleri görmemi sağlayacağını.
NEFRET..
Senin için ölürdüm ben oysa. Çok sevmiştim biliyorum yalansız hem de. Aşkın en saf en temiz haliyle ama olmadı. Neyse ki fark etmem geç olmadı senin için atan kalbim durdu birden. Hissettiğim tek şey nefretti. Senden nefret ediyordum.  O kalbini söküp atasım geliyordu. Kafanı gözünü patlatmak istiyordum. Senden ayrılmak ve biran önce kurtulmak için bahaneler arıyordum. Ve buldum da. Zor olmadı senden kurtulmam. Başlarda biraz afalladım ama daha mutluydum çok mutluydum her şey yoluna girmişti. Yeniden gelecektim şehrine. Seni görmek dahi istemiyordum. Çıktın karşıma. Hiçbir şey hissetmiyordum. Aslında yapmak istediğim tek şey vardı o gözlerini oyup eline vermek. Konuşmaya başladık yeniden. Saniye saniye delirtiyordun beni. Dayanamadım. Sana olan sinirime yenik düşüp hiçbir suçu olmayan masum bir adamın duygularıyla oynadım. Günahı senin boynuna. O insanları senin yüzünden üzdüm. Ablam dediğim insana karşı boynum büküldü. Sayende yalan söyler oldum herkese. Ailem seni istemiyor  herkesin istediği tek bir şey var senden uzak durmam. Annem ayrı olduğumuza inanmadığı için sevgilim var yalanını bile söyledim. Hoş geldin. Her şey yeniden başlayacak ama bu defa benim istediğim gibi biraz oyun oynayacağız. SEN VE BEN..
 Nasıl oldu da yeniden aldandım sana demeyeceğim alıştım artık. Bünye istiyor arada. Yani aslında beklemediğim bir hareket oldu işin yüzü biraz değişti ama olsun ben beklerim.
İNTİKAM..
Heves , hırs, kin,aşk,nefret derken galiba yolun sonuna geldik. Yeniden merhaba.  Olacakları belki biraz uzaktan izleyeceksin ama olsun. Zamanla sende anlarsın neler olacağını…

ufak bir ip ucu :(mutlu sona az kaldı ,gökten bir kaya parçası düşecek bil bakalım kimin kafasına :)



7 Şubat 2014 Cuma

Gittin. İyi ki de gittin. Yoksa ben biterdim.

Bu defa sana hiç kızmıyorum biliyor musun. Suçlu benim, çünkü. Yeniden olur belki dedim geçmişi sildim, güvendim ve geldim. Tahmin etmeliydim sonucunu ama bu defa hiç olmadığım kadar kördüm oyunlarına. Aptallık yaptım, kimsenin sözünü dinlemedim. Karşımdakileri ciddiye almadım oysa ki hepsi biliyorlardı ne olacağını; gitme dediler. Ve ben güvendim geldim. Canım daha çok acıdı. Küçük çocuktuk aklımız ermiyordu. Acı çekmek neydi bilmiyorduk palavradandı ağlamalarımız. İlk defa bu kadar içten hissettim yokluğunu. Hiç benim olmayışının acısını. Sana olan aşkım, öfkem, kinim hepsi bir anda durdu. İçimde ki umutlar kül oldu. İlk defa soğukkanlılığımla hayır diyebildim sana. Evet ardından dayanamadım son kez görmek için geldim. Sondu ama bir daha görmek istemiyorum seni.

İyi ki gittin. Bu gidişin hayırlı olacağını biliyordum.  Şimdi yoksun benim için sana son yazım bu. Söz veriyorum kendime bir daha hiç yazmayacağım. Kendime  bu acıyı yaşatmayacağım. Seni aklımdan, kalbimden, benliğimden öyle bir çıkarıyorum ki. Tüm kapılarım kilitli artık sana karşı. Senden geriye tek bir hatıra istemiyorum. Sadece bu yazılarım kalacak. Ders olması için. Ve o kolye. Sayıyorum taşlarını sözünü tutabilecek mi bakalım. Kalbimin yeni birine ait olduğunu hissettiğim anda onu da atacağım. Çünkü ona ihtiyacım kalamayacak artık. Taşları istediği kadar dökülsün içten değil hiçbiri.

 Döneceğin günü beklemekten yoruldum bunaldım. Şimdi de ‘iyi haberlerini alabilecek miyim , orda rahat mıdır, uykusunu alabiliyor mu , hastamı, ne zaman arayacak, hala seviyor mu,özlüyor mu, beni unutacak mı’ diye düşünmekten kurtuldum. En çok ta ona seviniyorum.

Hoşça kal. Ben daha iyiyim, sen yoksun artık bende. Eskisi gibi olabilirim. İçten daha içten hissederek güleceğim artık. Keşke-lerim sana dair olmayacak belki-lerim, umut-larım.

Bir daha adını anmak yok.Resimlerine bakmak yok. UNUTMAYACAĞIM ama HİSSETMEYECEĞİM de artık. SEVMEYECEĞİM bundan sonra seni. 

Diyorum ya sana;
 Gittin. İyi ki de gittin. Yoksa ben biterdim.